Sürdürülebilir Başarı İçin Mutlu Çalışanlar…

Her işletme kâr etmek amacıyla kurulur; ürettiği ya da sunduğu hizmet ile elinde tuttuğu müşteri kitlesi varsa başarılı olur. Bu başarıyı sürdürülebilir kılarsa kârlılık da beraberinde gelir. Bunun ana fikri de işletmeler müşteri odaklı olmalı, müşteri memnuniyetini her şeyin temeline oturtmalı görüşüdür. Bu yaklaşımı sergileyen şirketler, müşteri memnuniyetini artırmak, sadık müşteriler yaratmak için her yıl çok ciddi paralar harcıyor. Mutlu ve sadık müşteri yaratmak tabi ki çok önemli. Ancak en son araştırmalar, bunun en sağlıklı yolunun, önce mutlu çalışanlar yaratmaktan geçtiğini gösteriyor. Bugün başarılı işletmelerin temelinde de mutlu ve sadık çalışanlar olduğu görülüyor. Neden mi? Mutlu çalışan daha fazla değer yaratır, bu değer daha az hata oranı da olabilir, daha fazla yaratıcı fikir de. Sonuç hangisi olursa olsun gün sonunda kazanan işletmeler oluyor.

Zaman değişiyor… Yeni nesil çalışanların beklentileri değişiyor ve yetenek yönetimi her geçen gün daha zor bir hal alıyor. Maaş, bir çalışanı işletmede tutmak adına en önemli kriter olmaktan çıkalı uzun zaman oldu. Çalışan sadakat ve mutluluk endeksini yükseltmek isteyen işletmelerin temel felsefesi de çoğunlukla duygusal zekâyı geliştirecek farklı uygulamalar oluyor. Fikir ve görüşlerinin dinlendiğine inanan, takdir edilen ve bunu hisseden, kariyer yolunun açık olduğunu bilen çalışanlarda hem aidiyet duygusu hem motivasyon artıyor.

Çalışan mutluluğunu ve paralelinde sadakatini artırmak adına çoğu zaman küçük fakat oldukça etkili yöntemler kullanılıyor. Çalışanlarda güven duygusu oluşturacak süreçler dizayn edilmesi işletmeler için oldukça önemli. Çalışan memnuniyeti faktörlerinden biri de kişilerin katılımını sağlamak. Katılımı sağlamak için de önce kişileri dinlemeli, fikir ve düşüncelerine değer verilmeli. Kişilere hedefler verilerek prim ve ödül gibi uygulamalarla çalışanlar teşvik edilmeli. Çalışanın işini daha iyi yapabilmesi için fiziksel koşullar oluşturulmalı ve mevcutlar daha da iyileştirilmeli. Çalışanların karar alım sürecine katılmaları, saygınlıklarını artırma ve kendilerini kabul ettirdikleri duygusunu hissetmeleri açısından oldukça önemlidir. Çalışanlara kendilerini rahatça ifade edecekleri uygun denetim süreçlerinin kurulduğu çalışma ortamının yaratılması daha yaratıcı ve daha verimli işlerin yapılmasında etkili olacaktır. Bireylere, onları motive ederek gelişmelerini sağlayacak yapıcı eleştiriler yöneltilmeli. İstikrarlı bir işte, hak ettiği parayı kazandığını bilen, projelerini söylemekten çekinmeyen, yöneticisiyle iyi anlaşan ve takdir edilen çalışan firmasına değer katmaya devam ediyor.

Yine özellikle Y kuşağı çalışanları kariyer planlaması yapabileceği gelişime açık işleri tercih ediyor. Bu nedenle iş veren çalışanına gelecekte neyi vaat ettiğini net bir şekilde ifade etmeli. Çalışanlara kişisel gelişim anlamında alan açılmalı. Kişisel gelişimlerini sağlayarak yaptıkları işlerde fayda sağlayacak eğitimlere katılmalarına teşvik edilmeli. Çalışanların mesai arkadaşları ile uyum içinde olmaları, birbirleriyle iyi anlaşmaları da motivasyon kaynaklarından biri olarak sıralanabilir. Bu anlamda çalışanların birbirleri ile sosyalleşmeleri için etkinlikler düzenlenmelidir. Motivasyon içerisinde en önemli konulardan bir diğeri ise işverenlerin çalışanlarla olan kişisel iletişimidir. Çalışanları anlamaya, onların ne istediğini ve onları neyin mutlu ettiğini öğrenmeye çalışın. Bunu anket yöntemleriyle yapabilir ya da tarafsız masalarda öğrenebilirsiniz. Çalışanlara karşı açık olun. Dürüstlük temelinde bir ilişki kurmak için şirket yöneticilerinizi yetkilendirin.

Unutmayın ki çalışanlar en büyük varlığınızdır.. En başta söylediğimizin altını bir kez daha çizmemiz gerekirse; mutlu çalışan mutlu müşteriyi getirir, mutlu müşteri ise başarıyı, kârı ve sürdürülebilir kârlılığı…

Yazar: Atakan Genç